28 Nisan 2010 Çarşamba

Toza Sor (John Fante)

"Derken bir gün bir kitap çektim, açtım ve kalakaldım. Birkaç paragraf okudum. Sonra çöplükte altın bulmuş biri gibi kitabı masaya götürdüm. Cümleler sayfada yuvarlanıyordu, kayıyorlardı. Her cümlenin kendine özgü bir enerjisi vardı. Cümlelerin özü sayfaya bir biçim veriyordu: sayfaya oyulmuşlardı sanki. Duygusallıktan korkmayan birini bulmuştum sonunda. Mizah ve acı olağanüstü bir kolaylıkla iç içe geçmişti. O kitabın ilk sayfaları benim için çılgın ve büyük bir mucizeydi. Evet, Fante beni çok etkiledi. O kitapları okuduktan kısa bir süre sonra bir kadınla yaşamaya başlamıştım. Benden daha ayyaştı ve korkunç kavgalar ederdik. Bazen ona, 'Bana orospu çocuğu deme! Bandini'yim ben, Arturo Bandini' diye bağırırdım. Fante benim Tanrı'mdı ve Tanrı'ların rahatsız edilmeyeceğini, kapılarının çalınmayacağını biliyordum. Ama 'Angel's Flight'ın neresinde oturduğunu tahmin etmeye çalışır, hala orada yaşadığını tahayyül etmeyi severdim. Hemen her gün ordan geçerdim. Camilla'nın tırmandığı percere bu muydu? Lobi bu mu? Hiçbir zaman emin olamadım." Charles Bukowski

(arka kapaktan alıntı)

Aslında Charles Bukowski'nin önsözünden sonra bize yorum yapmak düşer mi, bilemiyorum, ama adetten tabii, yazmak lazım. Çok enteresan olmayan olayları, beş parasız, ucuz bir otelde yaşayan, portakalla beslenen, yazar olmaya çalışan bir adamın günden güne yaşadıklarını ve aşkını öyle akıcı bir üslupla, şiirsellikle anlatmış ki Fante, akıp gidiyor zaten kısacık olan kitap. Çeviri de okuduğum en iyi çevirilerdendi, hiçbir satırında rahatsızlık duymadım. Filmi de çekilmiş, Colin Farrel ve Selma Hayek'in oynadığı. Ama izlemeyi düşünmüyorum, kitabın özünü muhtemelen yakalayamadıkları için sadece hayal kırıklığı olur herhalde.

Ece.

0 yorum:

Yorum Gönder